AİLE HUKUKU
Velayet Davaları Rehberi: Çocuğun Velayeti Kime ve Nasıl Verilir? (2025)
Bir boşanma sürecinde ebeveynler için malın veya paranın paylaşımından çok daha önemli bir konu vardır: çocuklarının geleceği. “Çocuğun velayeti kime verilir?”, “Hâkim neye göre karar verir?”, “Çocuğun fikri sorulur mu?”, “Velayet kararı daha sonra değiştirilebilir mi?” gibi sorular, bu zorlu sürecin en temel endişeleridir.
Türk Medeni Kanunu ve uluslararası sözleşmeler, velayet konusundaki tüm kararların tek bir ana ilke etrafında şekillenmesini emreder: “Çocuğun Üstün Yararı”. Bu rehberde, bir velayet davasında mahkemenin bu ilkeyi nasıl yorumladığını, hangi kriterleri göz önünde bulundurduğunu ve ebeveynlerin hak ve sorumluluklarının neler olduğunu açıklayacağız.
Velayet Nedir ve Neleri Kapsar?
Velayet, ergin olmayan (18 yaşını doldurmamış) bir çocuğun bakımı, eğitimi, korunması ve temsili gibi konularda anne ve babaya tanınan hak ve aynı zamanda yükümlülüklerin tümüdür. Velayet hakkına sahip olan ebeveyn, çocuğun geleceğiyle ilgili temel kararları alma yetkisine sahiptir. Bu kararlar şunları içerir:
- Çocuğun günlük bakımı, beslenmesi ve barınması.
- Eğitim hayatı (okul seçimi vb.).
- Sağlığı ile ilgili kararlar (tedavi, aşı vb.).
- Dini eğitimi.
- Çocuğun mallarının yönetilmesi.
- Üçüncü kişilere karşı çocuğu hukuken temsil etme yetkisi.
Mahkemenin Pusulası: “Çocuğun Üstün Yararı” İlkesi
Bir velayet davasında hâkimin temel görevi, hangi ebeveynin “daha haklı” veya “daha iyi” olduğunu bulmak değil, hangi ebeveynin yanında kalmasının çocuk için daha sağlıklı ve daha faydalı olacağını tespit etmektir. Mahkeme, bu tespiti yaparken şu somut kriterleri bir bütün olarak değerlendirir:
- Çocuğun Yaşı: Özellikle anne bakım ve şefkatine muhtaç olan çok küçük yaştaki çocukların (0-3 yaş arası) velayetinin, annenin yaşam tarzı çocuğa zarar vermediği sürece, genellikle anneye verilmesi yönünde bir eğilim vardır.
- Ebeveynlerin Durumu: Anne ve babanın yaşam tarzları, ahlaki durumları, varsa zararlı alışkanlıkları (alkol, uyuşturucu vb.), psikolojik sağlıkları ve çocuğa sunabilecekleri fiziksel ve duygusal ortam detaylıca incelenir.
- Çocuğun Alışkın Olduğu Ortam: Mahkeme, çocuğun mevcut düzenini (okulu, arkadaş çevresi, sosyal aktiviteleri) mümkün olduğunca bozmamaya çalışır. Çocuğun alıştığı ve mutlu olduğu bir ortamdan koparılması, üstün yararına aykırı kabul edilebilir.
- Kardeşlerin Ayrılmaması İlkesi: Çok özel ve zorunlu bir durum olmadıkça, kardeşlerin birbirinden ayrılmamasına, velayetlerinin aynı ebeveyne verilmesine özen gösterilir.
- Çocuğun Fikri (Görüşünün Alınması): Kendisini ifade edebilecek olgunluğa erişmiş çocuğun velayet konusunda ne düşündüğü, kiminle kalmak istediği, mahkeme tarafından mutlaka dinlenmelidir. Genellikle 8 yaş ve üzeri çocukların görüşü, bir uzman (pedagog, sosyal hizmet uzmanı) aracılığıyla alınır. Çocuğun bu beyanı tek başına karar için yeterli olmasa da, hâkimin kararını etkileyen en önemli faktörlerden biridir.
Ortak Velayet Nedir ve Türkiye’de Mümkün Müdür?
Ortak velayet, boşanma sonrasında anne ve babanın velayet hakkını birlikte kullanmaya devam etmesi, yani çocukla ilgili önemli kararları birlikte alması anlamına gelir.
- Uygulaması: Türk hukukunda yeni bir kavram olmasına rağmen, özellikle anlaşmalı boşanmalarda tarafların bu konuda mutabık kalması ve çocuğun üstün yararının da bunu gerektirmesi halinde mahkemeler ortak velayete karar verebilmektedir. Çekişmeli davalarda ise, taraflar arasında ciddi bir uyuşmazlık ve iletişim kopukluğu olduğu için ortak velayet kararı verilmesi daha zordur.
Velayet Kendisine Verilmeyen Ebeveynin Hak ve Sorumlulukları
Velayetin bir tarafa verilmesi, diğer ebeveynin annelik veya babalık haklarının sona erdiği anlamına gelmez. Velayet kendisine verilmeyen eşin iki temel hakkı ve sorumluluğu vardır:
- Çocukla Kişisel İlişki Kurma Hakkı: Mahkeme, velayeti alamayan ebeveynin çocukla hangi zamanlarda görüşeceğini net bir takvime bağlar. (Örn: Her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu, dini bayramların ikinci günü, yaz tatilinin bir ayı gibi). Bu görüşme takvimine diğer tarafın engel olması hukuka aykırıdır.
- İştirak Nafakası Ödeme Yükümlülüğü: Çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve diğer giderlerine, kendi ekonomik gücü oranında maddi olarak katılmakla yükümlüdür. Bu nafakaya iştirak nafakası denir.
Velayet Kararı Değiştirilebilir Mi? Velayetin Değiştirilmesi Davası
Evet. Velayet kararları kesin hüküm niteliğinde değildir. Boşanma kararından sonra tarafların veya çocuğun hayatındaki koşullarda esaslı bir değişiklik olması durumunda, taraflardan herhangi biri yeniden dava açarak velayetin değiştirilmesini talep edebilir.
Velayetin Değiştirilmesi İçin Gerekçeler:
- Velayeti elinde bulunduran ebeveynin başka bir şehre veya ülkeye taşınması.
- Velayet sahibi ebeveynin çocuğun bakımını ve eğitimini ihmal etmesi.
- Velayet sahibi ebeveynin yeniden evlenmesi ve yeni durumun çocuğun menfaatine aykırı olması.
- Velayet sahibi ebeveynin, diğer ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurmasını sürekli ve haksız olarak engellemesi.
- Çocuğun yaşının büyümesi ve velayetinin değiştirilmesi yönünde güçlü bir irade ortaya koyması.
Velayet Davalarında Aile Hukuku Avukatının Rolü
Velayet davaları, bir çocuğun tüm geleceğini etkileyen, son derece hassas ve duygusal süreçlerdir. Bu süreçte bir avukat;
- Davayı, kişisel çekişmelerden uzaklaştırıp, “çocuğun üstün yararı” ilkesi ekseninde, hukuki argümanlarla yürütür.
- Müvekkilinin çocuğa daha iyi bir gelecek sunabileceğini ispatlamak için gerekli delilleri (sosyal inceleme raporu, tanık beyanları, okul kayıtları vb.) toplar ve mahkemeye sunar.
- Çocuğun görüşünün mahkeme tarafından usulüne uygun olarak alınmasını sağlar.
- Karşı tarafla, çocuğun menfaatine olacak adil ve uygulanabilir bir kişisel ilişki takvimi kurulması için müzakere eder.
- Velayetin değiştirilmesi gibi sonradan ortaya çıkan durumlarda, gerekli hukuki adımları atarak çocuğun ve müvekkilinin haklarını korur.
Yasal Uyarı: Bu makale, genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup hukuki danışmanlık niteliği taşımaz. Her velayet davası, o ailenin ve çocuğun kendine özgü koşullarına göre değerlendirilir. Çocuğunuzun geleceği ile ilgili bu önemli süreçte, bir avukattan hukuki destek almanız şiddetle tavsiye edilir.