web analytics
AİLE HUKUKU

NAFAKA ARTIRIM VE AZALTIM DAVALARI: DEĞİŞEN KOŞULLARA GÖRE NAFAKA MİKTARI NASIL GÜNCELLENİR?

Boşanma davası sonuçlandığında, mahkeme tarafından hükmedilen iştirak (çocuk) veya yoksulluk nafakası, o günün ekonomik koşulları ve tarafların mali durumları göz önünde bulundurularak belirlenir. Ancak hayat statik değildir. Yıllar içinde paranın alım gücü düşer, çocukların ihtiyaçları artar, insanlar işlerini kaybedebilir, yeni bir evlilik yapabilir veya daha iyi bir kariyere sahip olabilirler. İşte bu noktada, “Yıllar önce belirlenen nafaka artık yetmiyor” diyen nafaka alacaklısı ile “Artık bu nafakayı ödeyecek gücüm kalmadı” diyen nafaka borçlusu karşı karşıya gelir. Türk Medeni Kanunu, bu değişen hayat koşullarına bir çözüm sunar: Nafaka Artırım Davası ve Nafaka Azaltım (veya Kaldırılması) Davası.

NAFAKA ARTIRIM DAVASI: NE ZAMAN VE NEDEN AÇILIR?

Nafaka alacaklısı (genellikle velayeti alan eş veya yoksulluk nafakası alan eş), mevcut nafaka miktarının yetersiz kaldığını düşünüyorsa bu davayı açabilir. En yaygın gerekçeler şunlardır:

  • Enflasyon ve Paranın Değer Kaybı: En sık karşılaşılan nedendir. Yıllar önce belirlenen 2.000 TL nafaka ile bugünkü 2.000 TL’nin alım gücü aynı değildir. Nafakanın günümüz ekonomik koşullarına uyarlanması talep edilebilir.
  • Çocuğun İhtiyaçlarının Artması: Boşanma sırasında bebek olan bir çocuğun, okula başladığında (okul masrafları, servis, kırtasiye) veya ergenliğe girdiğinde (sosyal aktiviteler, kurslar, artan gıda masrafları) ihtiyaçları ve giderleri katlanarak artar.
  • Nafaka Yükümlüsünün Mali Durumunun İyileşmesi: Nafakayı ödeyen tarafın terfi alması, maaşına ciddi bir zam gelmesi veya ek bir gelir (miras, yeni bir iş vb.) elde etmesi durumunda, nafaka alacaklısı bu refah artışından çocuğun da pay alması gerektiğini ileri sürerek artırım talep edebilir.
  • Nafaka Alacaklısının Mali Durumunun Kötüleşmesi: Nafakayı alan tarafın işini kaybetmesi veya ciddi bir sağlık sorunu yaşaması gibi durumlarda, ihtiyacının arttığı gerekçesiyle artırım istenebilir.

NAFAKA AZALTIM VEYA KALDIRILMASI DAVASI: NE ZAMAN VE NEDEN AÇILIR?

Nafaka borçlusu, mevcut nafakayı ödemekte zorlandığını veya nafaka ödeme şartlarının ortadan kalktığını düşünüyorsa bu davayı açabilir. En yaygın gerekçeler şunlardır:

  • Nafaka Yükümlüsünün Mali Durumunun Kötüleşmesi: Nafakayı ödeyen kişinin işini kaybetmesi, iflas etmesi, maaşında ciddi bir düşüş olması veya ağır bir hastalık/sakatlık yaşaması gibi durumlarda, nafakanın azaltılmasını veya geçici olarak kaldırılmasını talep edebilir.
  • Nafaka Alacaklısının Mali Durumunun İyileşmesi: Yoksulluk nafakası alan tarafın iyi maaşlı bir işe girmesi, kendi işini kurması veya kendisine yüklü bir miras kalması durumunda, artık yoksulluk durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle nafakanın azaltılması veya tamamen kaldırılması istenebilir.
  • Yoksulluk Nafakasının Sona Erme Sebepleri: Kanun, yoksulluk nafakasının bazı durumlarda tamamen kaldırılmasını öngörür. Bunlar:
    • Nafaka alacaklısının resmen yeniden evlenmesi.
    • Taraflardan birinin vefat etmesi.
    • Nafaka alacaklısının, evli olmasa da fiilen bir başkasıyla evli gibi yaşaması.
  • Çocuğun Ergin Olması: İştirak (çocuk) nafakası, kural olarak çocuğun 18 yaşını doldurmasıyla kendiliğinden sona erer. Ancak, çocuk eğitim hayatına devam ediyorsa (üniversite gibi), ergin olduktan sonra kendisi “yardım nafakası” adı altında yeni bir dava açabilir.

DAVA SÜRECİ VE MAHKEMENİN DEĞERLENDİRMESİ

  • Yetkili Mahkeme: Bu davalarda yetkili mahkeme, nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’dir.
  • Mahkemenin Araştırması: Dava açıldığında, hâkim her iki tarafın da güncel “Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması (SED)” yapılmasını ister. Emniyet aracılığıyla tarafların yaşam koşulları, gelir durumları, malvarlıkları (ev, araba), SGK kayıtları gibi bilgiler toplanır.
  • Karar: Hâkim, toplanan delilleri, tarafların beyanlarını ve “hakkaniyet” ilkesini göz önünde bulundurarak bir karar verir. Artırım davalarında, genellikle önceki nafaka kararından sonraki TÜİK tarafından açıklanan enflasyon (ÜFE/TÜFE) oranları önemli bir ölçüt olarak kullanılır.

BU DAVALARDA AVUKATIN ROLÜ

Nafaka miktarının değiştirilmesi davaları, tarafların güncel hayat koşullarının ve mali durumlarının doğru ve eksiksiz bir şekilde mahkemeye sunulmasını gerektirir.

  • Bir avukat, davanızın temelini oluşturan “değişen koşulları” (gelir artışı/azalışı, çocuğun masrafları vb.) somut delillerle (maaş bordroları, faturalar, okul kayıtları) destekleyerek güçlü bir dosya hazırlar.
  • Karşı tarafın mali durumuyla ilgili beyanlarının doğruluğunu araştırır ve gerçeğe aykırı beyanlara karşı hukuki argümanlar sunar.
  • Mahkemenin SED araştırması için gerekli tüm bilgi ve belgeleri sunarak, sürecin hızlanmasını ve lehinize bir karar çıkmasını sağlar.

Sonuç: Hukuk, Değişen Hayata Uyum Sağlar

Mahkeme tarafından verilen bir nafaka kararı, hayat boyu değişmeyecek bir metin değildir. Hukuk, hayatın dinamik yapısına uyum sağlayacak mekanizmalara sahiptir. İster artan ihtiyaçlar nedeniyle daha fazla nafakaya gereksinim duyan taraf olun, ister değişen koşullar nedeniyle artık nafaka ödemekte zorlanan taraf, kanun size durumunuzu yeniden değerlendirme imkânı sunar. Ancak bu değişikliğin, tek taraflı bir kararla değil, mutlaka yeni bir mahkeme kararıyla yapılması gerektiğini unutmamak, ileride yaşanabilecek hukuki sorunları önlemek adına en doğru yaklaşımdır.


Yasal Uyarı

Bu içerik yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki tavsiye yerine geçmez. Hukuki durumunuza özel bilgi ve destek için mutlaka bir avukata başvurmanız önerilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir