AİLE HUKUKU, GENEL HUKUK
Giriş
Türk Medeni Kanunu (TMK) kapsamında düzenlenen nafaka, boşanma veya ayrılık durumunda ya da evlilik birliği devam ederken, eşlerden birinin, çocukların veya belirli yakınların geçimini sağlamak amacıyla diğer tarafça ödenmesi gereken mali desteği ifade eder. Bu hukuki müessese, toplumsal refahın ve bireylerin temel yaşam ihtiyaçlarının korunması ilkesine dayanmaktadır. Bu makalede, nafaka türleri, bu türlerin hükmedilme şartları, nafakanın miktarı, hesaplama yöntemleri, süresi, sona ermesi, değiştirilmesi ve yargısal süreçleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
1. Nafaka Türleri
Türk hukuk sisteminde başlıca dört ana nafaka türü bulunmaktadır:
- Tedbir Nafakası (TMK m. 169): Boşanma davası açılmadan önce veya davanın devamı süresince, eşlerin ve/veya reşit olmayan çocukların geçimini sağlamak amacıyla hâkim tarafından geçici olarak hükmedilen nafakadır. Mahkeme, davanın açılmasıyla birlikte re’sen (kendiliğinden) veya talep üzerine bu nafakaya hükmedebilir. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile çocukların acil ihtiyaçları göz önünde bulundurulur. Tedbir nafakası, dava sonuçlanana kadar yürürlükte kalır.
- İştirak Nafakası (TMK m. 182/2): Boşanma kararı verildikten sonra, velayeti kendisine verilmeyen eşin, reşit olmayan çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılması amacıyla ödediği nafakadır. Bu nafaka, çocuğun üstün menfaatleri doğrultusunda belirlenir ve kural olarak çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Ancak, çocuk ergin olduktan sonra da eğitimi devam ediyorsa veya bedensel/zihinsel bir engeli nedeniyle kendi geçimini sağlayamıyorsa, belirli koşullarda yardım nafakası olarak talep edilebilir.
- Yoksulluk Nafakası (TMK m. 175): Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru diğer taraftan daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan talep edebileceği nafakadır. Yoksulluk kavramı, Yargıtay içtihatları uyarınca, kişinin günlük yaşamını idame ettirmek için zaruri olan yiyecek, giyecek, barınma, sağlık, ulaşım, kültür ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını, kendi geliriyle veya malvarlığıyla karşılayamaz durumda olması halini ifade eder. Hâkim, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranlarını ve nafaka yükümlüsünün ödeme gücünü dikkate alarak nafakaya hükmeder. Yoksulluk nafakası süresiz olarak hükmedilebileceği gibi, belirli bir süre için de ödenmesine karar verilebilir.
- Yardım Nafakası (TMK m. 364): Bir kişinin yoksulluğa düşen üstsoy ve altsoyu ile kardeşlerine ödemekle yükümlü olduğu nafakadır. Bu nafaka türü, aile hukuku kapsamında kan bağı olan akrabalar arasındaki dayanışma ilkesine dayanır. Talep edenin yoksulluk içinde olması ve nafaka yükümlüsünün ödeme gücünün bulunması şarttır.
2. Nafaka Şartları ve Hesaplaması
Her nafaka türü için farklı şartlar aranmaktadır. Genel olarak nafakanın hükmedilebilmesi için şu hususlar göz önünde bulundurulur:
- Talep: Tedbir nafakası dışında, nafaka talep edilmedikçe hâkim kendiliğinden nafakaya hükmedemez. Talep, dava dilekçesinde veya sonradan ıslah dilekçesiyle sunulabilir.
- İhtiyaç ve Yoksulluk: Nafaka talep eden tarafın geçimini sağlamak için yeterli gelirinin olmaması veya boşanma ile yoksulluğa düşme tehlikesinin bulunması gerekir. Yoksulluk kavramı, kişinin temel yaşam ihtiyaçlarını (barınma, yiyecek, giyecek, sağlık, eğitim vb.) karşılayamayacak durumda olması olarak yorumlanır.
- Kusur: Yoksulluk nafakası için, nafaka talep eden tarafın boşanmada diğer taraftan daha ağır kusurlu olmaması şartı aranır. İştirak ve tedbir nafakalarında kusur aranmaz.
- Nafaka Yükümlüsünün Ödeme Gücü: Nafaka, yükümlü olan tarafın ödeme gücü ile orantılı olarak belirlenir. Yükümlünün geliri, mal varlığı, yaşam standardı ve diğer geçim yükümlülükleri dikkate alınır.
- Çocuğun Menfaati: İştirak nafakası söz konusu olduğunda, çocuğun üstün menfaati her şeyin üzerinde tutulur. Çocuğun yaşı, eğitim durumu, sağlık ihtiyaçları ve yaşam standardı esas alınır.
Nafaka miktarı, hâkim tarafından takdir yetkisi kullanılarak belirlenir. Belirlemede dikkate alınan başlıca unsurlar şunlardır:
- Tarafların ve çocukların ekonomik ve sosyal durumları. Bu durumları belirlemek üzere tanık dinlenebilir, SGK kayıtları, banka hesap dökümleri, tapu ve trafik kayıtları gibi deliller istenebilir.
- Boşanmaya yol açan olaylardaki kusur oranları (özellikle yoksulluk nafakası için).
- Çocukların yaşı, eğitim durumu ve özel ihtiyaçları (iştirak nafakası için; örneğin, özel okul ücretleri, sağlık harcamaları, özel ders masrafları).
- Enflasyon oranları ve paranın alım gücü gibi güncel ekonomik veriler.
- Nafaka yükümlüsünün gelir ve gider dengesi, diğer bakmakla yükümlü olduğu kişiler ve onların geçim standartları.
Hâkim, adil bir miktarın belirlenmesi amacıyla gerekli araştırmaları re’sen yapar veya taraflardan belge sunmalarını isteyebilir.
3. Nafakanın Süresi ve Sona Ermesi
Nafakanın türüne göre süresi değişiklik göstermektedir:
- Tedbir Nafakası: Boşanma davası kesinleşene kadar devam eder. Boşanma kararı kesinleştikten sonra, iştirak veya yoksulluk nafakası olarak devam edebilir.
- İştirak Nafakası: Kural olarak çocuk ergin olana kadar devam eder. Çocuk ergin olduktan sonra eğitimi devam ediyorsa veya bedensel/zihinsel engeli nedeniyle kendi geçimini sağlayamıyorsa, yardım nafakası olarak devam etmesi talep edilebilir.
- Yoksulluk Nafakası: Türk Medeni Kanunu’nda süresiz olarak hükmedilebileceği belirtilmiştir. Ancak, belirli durumlarda sona erer veya kaldırılabilir.
Nafakanın sona erme veya kaldırılma sebepleri şunlardır:
- Nafaka alacaklısının evlenmesi.
- Nafaka alacaklısının evli gibi fiilen başkasıyla yaşaması (evlenme olmaksızın, bir başka kişiyle nikahsız birliktelik).
- Nafaka alacaklısının yoksulluk durumunun ortadan kalkması (örneğin, işe girmesi, önemli bir miras kalması, piyango kazanması vb.).
- Nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi (toplumun genel ahlak anlayışına aykırı, sürekli ve istikrarlı bir yaşam tarzı, örneğin, kumar bağımlılığı, uyuşturucu kullanımı, sürekli alkol tüketimi veya gayri meşru ilişkiler).
- Nafaka alacaklısının ölümü.
- Nafaka yükümlüsünün ölümü.
- Çocuğun ergin olması (iştirak nafakası için, istisnaları saklıdır).
- Nafaka yükümlüsünün ekonomik durumunda önemli ve kalıcı bir kötüleşme olması (nafakanın azaltılması veya kaldırılması davası açılabilir).
4. Nafakanın Artırılması, Azaltılması veya Kaldırılması
Nafaka, takdir edildikten sonra değişen koşullara göre uyarlanabilir. Hakkaniyet ve ekonomik koşulların değişmesi halinde, taraflardan herhangi biri tarafından nafakanın artırılması, azaltılması veya tamamen kaldırılması talep edilebilir. Bu talepler, yeni bir dava yoluyla mahkemeye sunulur. Özellikle, enflasyon nedeniyle paranın satın alma gücünün azalması, nafaka alacaklısının yaşının ilerlemesiyle artan sağlık giderleri veya çocuğun üniversite eğitimine başlaması gibi durumlar artırım taleplerine zemin hazırlayabilir. Tersine, nafaka yükümlüsünün işini kaybetmesi, ciddi bir hastalık geçirmesi, yeni bir evlilik yaparak bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısının artması gibi durumlar azaltım taleplerine neden olabilir. Bu değişikliklerin ‘önemli ve kalıcı’ nitelikte olması gerekmektedir. Yargıtay içtihatları uyarınca, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırım yapılması kabul edilmektedir.
5. Nafaka Davaları ve İcra Süreci
Nafaka, mahkeme kararıyla hükmedilen bir alacaktır. Mahkeme kararının kesinleşmesiyle birlikte veya tedbir nafakası için karar verilmesiyle birlikte ödenmesi gereken bir borç haline gelir. Nafaka borcunun ödenmemesi durumunda, alacaklı taraf icra takibi başlatabilir:
- İcra Takibi: Ödenmeyen nafaka alacakları için genel haciz yoluyla veya özel olarak ilamlı icra takibi başlatılır. İlamlı icra takibi, mahkeme kararına dayanarak başlatılan bir takip türüdür. Borçluya icra emri tebliğ edilir ve yedi gün içinde ödeme yapması istenir. Ödeme yapılmaması halinde, borçlunun maaşına haciz konulması, banka hesaplarına bloke konulması, menkul veya gayrimenkul mallarının haczedilmesi gibi yollarla tahsilat yoluna gidilebilir. Nafaka alacakları, kanunda öncelikli alacaklar arasında sayıldığından, diğer borçlara göre tahsilatında üstünlük tanınır.
- Şikayet ve Tazyik Hapsi: Nafaka borcunu ödemeyen taraf hakkında, İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 344. maddesi uyarınca “nafaka borcunu ödememekten” şikayet yoluna gidilebilir. Bu şikayet üzerine, borçlunun üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilebilir. Tazyik hapsi, borcun ödenmesiyle sona erer. Bu hapis, disiplin hapsi niteliğinde olup, ceza hukukundaki hapis cezalarından farklıdır ve ödenmeyen nafakayı tahsil etmeyi amaçlar.
- Gelecek Nafakaların Takibi: Nafaka alacakları, gelecek aylara ilişkin olarak da icra takibine konu edilebilir.
6. Önemli Hukuki Hususlar
- Görevli ve Yetkili Mahkeme: Nafaka davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleri’dir. Aile Mahkemesi olmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri, Aile Mahkemesi sıfatıyla bakar. Yetkili mahkeme ise genellikle davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesi veya ortak çocukların yerleşim yeri mahkemesidir.
- Zamanaşımı: Nafaka alacakları, kanunda belirtilen süreler içinde istenebilir. Birikmiş nafaka alacakları için on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Ancak, taksitlendirilen ve aylık ödenen nafaka alacaklarında her bir taksit için ayrı bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar.
- Nafakanın Teminatı: Gerekli görüldüğünde, hâkim nafaka yükümlüsünden nafakanın ödenmesi için teminat göstermesini isteyebilir. Bu, özellikle ödeme güçlüğü çekebileceği veya ödemeden kaçınabileceği düşünülen durumlarda alacaklı tarafın menfaatini korumak amacıyla uygulanır.
Sonuç
Nafaka, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan önemli bir düzenleme olup, boşanma ve ayrılık süreçlerinde veya evlilik birliği devam ederken tarafların ve çocukların temel yaşam standartlarının korunmasını amaçlamaktadır. Her nafaka türünün kendine özgü şartları, hesaplama yöntemleri ve hukuki sonuçları bulunmaktadır. Nafaka davaları ve icra süreçleri, karmaşık hukuki bilgi ve deneyim gerektiren alanlardır. Bu nedenle, nafaka ile ilgili herhangi bir hukuki işlem başlatılmadan önce veya mevcut bir durumda hak kaybına uğramamak adına uzman bir avukattan hukuki destek alınması büyük önem taşımaktadır.
Yasal Uyarı ve İletişim
Bu makalede sunulan bilgiler genel nitelikte olup, hukuki danışmanlık mahiyetinde değildir. Her somut olayın kendine özgü koşulları bulunduğundan, hukuki uyuşmazlıklarınızda hak kaybına uğramamak adına mutlaka yetkin bir hukuk bürosundan veya avukattan profesyonel hukuki destek alınması tavsiye edilmektedir. Makalede yer alan bilgilerden dolayı sorumluluk kabul edilmez.
Tüm hukuki sorularınız ve danışmanlık talepleriniz için lütfen web sitemizdeki iletişim sayfasını kullanınız: İletişim Sayfamız. Tarafımızca yalnızca web sitemizdeki iletişim formu üzerinden yapılan başvurular değerlendirilmektedir.