web analytics
GENEL HUKUK

Memur Suçları ve Yargılanma Usulü Rehberi (4483 Sayılı Kanun Kapsamında)

Devlet memuru olmak, kamu gücünü kullanma ve topluma hizmet etme gibi önemli sorumlulukları da beraberinde getirir. Bu sorumluluğun bir gereği olarak, memurların görevleriyle ilgili işledikleri iddia edilen suçların soruşturulması ve yargılanması, 4483 sayılı “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun” ile özel bir usule tabi tutulmuştur. Bu özel usulün amacı, bir yandan kamu görevlilerini asılsız ve keyfi şikayetlerden korurken, diğer yandan görevin kötüye kullanılmasının etkin bir şekilde soruşturulmasını sağlamaktır.

“Görevi kötüye kullanma nedir?”, “Memurlar hakkında soruşturma nasıl başlar?”, “Soruşturma izni ne demek?” gibi sorular, bir suç ithamıyla karşı karşıya kalan her kamu görevlisinin aklındaki temel sorulardır. Bu rehberde, en sık karşılaşılan memur suçlarını ve memurların yargılanmasındaki en kritik aşama olan “soruşturma izni” sürecini açıklayacağız.

Memur Suçu Nedir? Kişisel Suç ve Görev Suçu Ayrımı

Öncelikle bu temel ayrımı yapmak gerekir. Bir memurun işlediği her suç, “memur suçu” sayılmaz ve özel yargılama usulüne tabi olmaz.

  • Göreviyle İlgili Suçlar (Görev Suçları): Memurun, yürüttüğü kamu görevi sırasında veya görevinin sağladığı yetkiyi kullanarak işlediği suçlardır. İşte sadece bu suçlar, 4483 sayılı Kanun kapsamındadır. Örneğin, bir tapu memurunun işlemi hızlandırmak için rüşvet alması bir görev suçudur.
  • Kişisel Suçlar: Memurun, göreviyle hiçbir ilgisi olmayan, sıradan bir vatandaş gibi işlediği suçlardır. Örneğin, aynı tapu memurunun hafta sonu bir trafik kavgasına karışması kişisel bir suçtur. Kişisel suçlarda, memurlar da diğer vatandaşlar gibi genel ceza muhakemesi kurallarına göre, herhangi bir izin prosedürü olmaksızın doğrudan savcılık tarafından soruşturulur.

En Sık Karşılaşılan Memur Suçları Nelerdir?

Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) düzenlenen ve uygulamada en sık karşılaşılan memur suçlarından bazıları şunlardır:

  • Zimmet (TCK md. 247): Kamu görevlisinin, görevi nedeniyle zilyedliği (kullanım veya koruma yetkisi) kendisine devredilmiş olan veya denetimi altında bulunan malı, kendisinin veya başkasının malı gibi sahiplenmesidir.
  • İrtikâp (TCK md. 250): Kamu görevlisinin, görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak, kendisine veya başkasına yarar sağlamaya veya bu yolda vaatte bulunmaya bir kimseyi icbar (zorlama) veya ikna etmesidir.
  • Rüşvet (TCK md. 252): Kamu görevlisinin, görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya dolaylı olarak bir menfaat sağlamasıdır.
  • Görevi Kötüye Kullanma (TCK md. 257): En genel ve en sık karşılaşılan memur suçudur. Kamu görevlisinin, kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket ederek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlamasıdır.

Özel Yargılama Usulü: “Soruşturma İzni” Aşaması

Memurların yargılanmasındaki en temel ve en kritik aşama budur. Bir memur hakkında görev suçu işlediğine dair bir şikâyet veya ihbar geldiğinde, Cumhuriyet Savcısı doğrudan soruşturma başlatamaz. Öncelikle, 4483 sayılı Kanun uyarınca, memurun idari amirinden “soruşturma izni” alınması zorunludur.

  • Süreç Nasıl İşler?
    1. Şikâyet/İhbar: İhbar veya şikâyet, Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya doğrudan izin vermeye yetkili amire yapılır.
    2. Ön İnceleme: İzin vermeye yetkili amir (örneğin bir öğretmen için Kaymakam, bir şube müdürü için Vali), bir “ön incelemeci” görevlendirir. Ön incelemeci, iddiaları araştırır, delilleri toplar, şikayetçinin ve hakkında inceleme yapılan memurun ifadesini alır ve bir rapor düzenler.
    3. İzin Kararı: Yetkili amir, bu rapora dayanarak bir karar verir: “Soruşturma İzni Verilmesine” veya “Soruşturma İzni Verilmemesine”.
  • Karar Süresi: Bu karar, ön incelemenin başlamasından itibaren en geç 30 gün içinde verilir. Zorunlu hallerde bu süre bir defaya mahsus 15 gün uzatılabilir.

Soruşturma İzni Kararına İtiraz

Yetkili amirin verdiği “soruşturma izni verilmesi” veya “verilmemesi” kararı nihai değildir. Bu karara karşı itiraz yolu açıktır.

  • Kimler İtiraz Edebilir? Şikâyetçi (izin verilmemesi kararına karşı) veya hakkında inceleme yapılan memur (izin verilmesi kararına karşı).
  • İtiraz Süresi (Çok Önemli!): Kararın tebliğinden itibaren 10 GÜN İÇİNDE itiraz edilmelidir. Bu süre çok kısa ve hak düşürücü bir süredir.
  • İtiraz Mercii:
    • Kaymakam, vali gibi mercilerin kararlarına karşı Bölge İdare Mahkemesi’ne,
    • Bakanlar, Cumhurbaşkanlığı idari işler başkanı gibi üst düzey yöneticilerin kararlarına karşı ise Danıştay’a itiraz edilir. İtiraz üzerine bu mahkemelerin verdiği kararlar kesindir.

İzin Sonrası Süreç: Ceza Davası

Eğer soruşturma izni verilmesi kararı kesinleşirse, dosya derhal yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilir. Bu aşamadan sonra savcı, genel hükümlere göre bir ceza soruşturması yürütür ve yeterli delil bulursa, memur hakkında görevli ceza mahkemesinde (Asliye Ceza veya Ağır Ceza Mahkemesi) bir kamu davası açar.

Memur Suçları Soruşturmalarında Avukatın Önemi

Bir memur için görev suçuyla itham edilmek, sadece ceza davası riski değil, aynı zamanda mesleğini ve itibarını kaybetme riski de taşır. Bu süreçte bir avukatın rolü hayati önemdedir. Bir avukat;

  • Henüz en başından, yani ön inceleme aşamasından itibaren sürece dahil olarak, müvekkilinin haklarını korur ve lehe olan delillerin toplanmasını sağlar.
  • Müvekkili hakkında “soruşturma izni verilmesi” yönünde bir karar çıkması halinde, 10 günlük kısa itiraz süresini kaçırmadan, yetkili idari yargı merciine etkili bir itiraz başvurusu yapar.
  • Soruşturma izni sürecini, bir ceza davası açılmasını daha en başından engellemek için en önemli fırsat olarak değerlendirir.
  • Dava açılması durumunda, ceza mahkemesinde müvekkilinin hem mesleğini hem de özgürlüğünü korumak için gerekli savunmayı yapar.

Yasal Uyarı: Bu makale, genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup hukuki danışmanlık niteliği taşımaz. Memur suçları ve yargılanma usulü, İdare Hukuku ve Ceza Hukuku’nun iç içe geçtiği, son derece teknik ve hassas bir alandır. Böyle bir iddia ile karşı karşıya kalmanız durumunda, hak kaybı yaşamamak için mutlaka bir avukata danışmanız gerekmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir